27 Ekim 2015 Salı

Bratislava


Slovakya'nın başkenti.

İçinden Tuna nehri geçen şehirlerden bir diğeri.


Bratislava yolculuğum 2014 yılının Eylül ayında bir iş toplantısı sebebiyle gerçekleşti. Şehir küçük olunca iş ve eğlenceyi birleştirmek hiç de zor olmadı.


Öncelikle belirtmek gerekir ki Bratislava havaalanı şehrin kendisi gibi küçük ve uluslararası uçuşlar anlamında oldukça kısıtlı. O sebeple Bratislava'ya ulaşmanın en kolay ve hesaplı yolu Viyana Havalimanı üzerinden 1 saatlik bir otobüs yolculuğu yapmak. Otobüs yolculuğu tek yön 7 euro. Ayrıca bagaja verdiğiniz her parça valiz için 1 veya 2 euro ekstra bagaj parası ödüyorsunuz.




Viyana Havalimanı'ndan çıkınca Bratislava'ya giden otobüsleri ve bekleyenleri göreceksiniz. Otobüs yolculuğunuz sırasında Avusturya sınırından çıkıp Slovakya'ya gireceksiniz. Merkez otobüs istasyonunda indikten sonra otelinize gitmenin en pratik yolu taksi kullanmak. Çünkü otobüs terminalinde size doğru yolu gösterecek bir turist bilgi ofisi yok. Sağda solda bulunan büfelerde de İngilizce bilen yok. Taksicilerinde çoğunlukla İngilizce bilmediğini düşünürsek otelinizin adı ve adresi yazılı bir kağıdı taksiciye göstermeniz büyük kolaylık sağlayacaktır.



Mercure Bratislava Centrum

Bratislava'da Mercure Bratislava Centrum Hotel'de konakladım. Otelin internet sayfası için şuraya, tripadvisor yorumları için buraya tıklayabilirsiniz. 4 yıldızlı bu otel gerçekten hem lokasyon olarak hem de konfor olarak beklentilerimin üzerinde çıktı. Gerek odaların dizaynı, gerekse otel görevlilerinin yardımsever yaklaşımı seyahatimi daha bir güzelleştirdi.




Öncelikle söylemeliyim ki Bratislava sokakları sizi gülümsetecek küçük detaylarla dolu. Bu heykellerin sanatsal değerleri hakkında ahkam kesmek istememekle birlikte çoğunlukla resmi mesaj kaygısıyla yapılmadığı ve gösteriş kaygısı taşımadığı için şaşırtıcı ve sevimliler. Sokağın köşesinde fotoğraf çeken bir paparazzi, atının üstünde değilde banka yaslanmış halde bir Napolyon askeri, rögar kapağından kafasını uzatmış bir işçi bu heykellerin en bilinenleri.


The Watcher - "Man at Work"


Napoleon's Soldier


Paparazzi 

Diğer pek çok Avrupa şehri gibi Bratislava'nın da "old town" olarak adlandırılan ve tarih kokan bir şehir merkezi var. Staré Mesto denen bu şehir merkezinin dört bir yanı barok tarzı yapılarla çevrili. Sadece yayalara açık olan bu bölgede yukarıdaki heykelleri görebilir; dar sokaklardan yürürken Slovakya'nın başkentini keşfedebilirsiniz. 


Staré Mesto


Hlavné námestie

Hlavne Meydanı da (Hlavné námestie) Bratislava'ya gelip görülmesi gereken yerlerden. Etrafında güzel cafeler, restoranlar bulunan bu meydanda gezinirken sokak sanatçılarına veya bir cafede caz çalan müzisyenlere denk gelmeniz çok olası.  Bu meydanda bulunan Bratislava Şehir Müzesi (Múzeum Mesta Bratislavy) de görülmeye değer.




Kostol svätej Alžbety







Mavi Kilise (Kostol svätej Alžbety) ise oldukça dikkat çekici bir yapı. Renginden dolayı uzaktan bile farkedilen bu kilise Aziz Elizabeth Kilisesi olarak da anılıyor.






Şehrin bir diğer ünlü meydanı ise Hviezdoslav Meydanı. Burası daha çok hem yerli halkın hem de turistlerin kültür&sanat aktiviteleri ve alışveriş için geldiği bir lokasyon. Tarihi Slovak Ulusal Tiyatrosu’nun da bu meydanda olduğunu belirtmekte fayda var.  Bu bölge Bratislava'da bulunan diğer cafe ve restoranlara göre biraz daha pahalı.


 Slovenské národné divadlo





Şehrin bir diğer önemli noktası ise St. Michael's Gate. Burası Bratislava'nın hala ayakta kalan dört eski kapısından biri olan Michael's Gate. Aslında bu eski yapının hala bir kapı görevi gördüğünü söylemek yanlış olmaz. Kapının bir tarafı daha modern yapılara, günümüz koşturmalarına açılırken diğer tarafı eskinin sakin ve aristokrat havasını yaşatıyor. 




Buraya kadar gelmişken Bratislava Kalesi'ne (Bratislavský hrad) çıkmadan olmaz tabii. Kale Bratislava'nı yüksek bir tepesinde olduğu için şehirdeki en iyi manzaralardan birine sahip. Kalenin burçlarından şehri tepeden izleyebilir ve bol bol fotoğraf çekebilirsiniz. 


Şehri başka bir açıdan izleyebileceğiniz bir diğer nokta ise Yeni Köprü (Novy Most). Tuna Nehri'nin ortasında Ufo gibi bir yapının en tepesine çıkarak şehri teleskoplardan 360 derece seyredebilirsiniz. Ufo Gözlem Kulesi adı verilen bu kuleye giriş yaklaşık 12-13 euro. Ayrıca kuleye asansörle çıkarken göreceğiniz restoran oldukça lüks ve pahalı.

Bratislava Kalesi'nden Yeni Köprü

Kremalı Sarımsak Çorbası

Gelelim yeme içme ve diğer detaylara.
Öncelikle Bratislava'nın diğer Avrupa şehirlerine göre ucuz bir yer olduğunu söyleyebiliriz. Ancak bir turist olarak alacak pek fazla şey yok.

Yerel yemekleri uygun fiyatlara tatmak istiyorum derseniz önerim "Slovak Pub".
Benim damak tadıma hiç uymayan iki meşhur yemekleri var. Halusky ve Kremalı Sarımsak Çorbası.



Halusky

Halusky öğrenebildiğim kadarıyla İnce rendelenmiş çiğ patates, un, süt, yumurta ve tuz ile yapılan bir tür makarna. Değişik bir Slovak peyniriyle harmanlanıp servis ediliyor.
Kremalı sarımsak çorbası ise tas şeklinde bir ekmek içinde servis ediliyor. Sunumu oldukça şık olmasına rağmen fazla ağır geldiği için içemediğimi itiraf edeyim.
Sevdiğim tek Slovak lezzeti "Kofola" adında ki Slovak colası oldu. Değişik ve denenmesi gereken tatlımsı bir tadı olduğunu düşünüyorum.

Denediğim ve memnun kaldığım bir diğer restoran ise Lemon TreeBratislava'da güzel bir akşam yemeği yemeden dönmeyeyim derseniz dünya mutfağından farklı lezzetler ve hoş ambiansıyla bu restoranı deneyebilirsiniz. Restoranın "Sky Bar" adında manzaralı bir bölümü de var ancak rezervasyonsuz buraya girmek pek mümkün olmadığı için ben deneyemedim.



Yazımın sonuna gelirken ben pekçok kişinin aksine Bratislava'nın gitmeye değer bir şehir olduğunu düşünüyorum. Farklı ambiansı sizi 2000'li yıllardan alıp eskilere götürüyor.
Olur da birgün Viyana'ya veya Budapeşte'ye plan yapacak olursanız tatilinizi 1-2 gün uzatarak bu sevimli kenti de ziyaret edebileceğinizi unutmayın.


Hoşçakalın






Hiç yorum yok:

Yorum Gönder